Dünyaya sığamazsın da küçücük bir fanusa sığarsın bazen. Dünya garip yer aslında. Hem de çok garip.
Sevmenin kavuşmaya yetmediğini anladım. Karşıma çıkan bütün engelleri aşarım dedim. Olmadı. 1.60lık boyla engellere bu kadar karşı koyuluyor demek.
– Daha uzun olsak sevgimiz yeter miydi acaba bi şeylere?
– Atmosferi delip çıkabilecek kadar uzun olsaydık belki.
Eser: Johnna Schelling
Dünyaya sığamayınca iki balık olmaya karar verdik. Fanusta yaşayan iki balık. Mecnun ile Leyla’ydık biraz. İsmail abiye bürünelim kimse tanımasın dedik. Balık olduk, japon balığı. Küçük fanusu paylaşan iki balık. Bazen kavga ettik bazen fanusa kafa attık ama yine dırdır ettik. Ben siyah lekesi olandım, esmer olunca öyle oluyor. Biz biraz olsun kavuşmuştuk. Dünyanın içinde kendi gezegenimizi bulmuştuk. Ah bir uzay mekiğim olsa fanusumuzu da alır giderdik. Ali Lidar diyor ya:
“Ben seni severim sevmesine de toplum buna hazır değil”
Kimse hazır değildi. Sevgi nefretten daha tehlikeli hale geliyor kimi zaman. Biliyorum.
Bilinmeyen bir cümlenin gizli öznesiydik
Biz’dik.
Bincelerce masalın gizli kahramanları olduk.
Biraz leyla, biraz mecnun.
Kavuşmak yoktu kaderde.
Mem u zin olduk.
Kader dediler.
Yolumuzu çizdiler.
Kimsecikler bilmedi adımızı. Sustuk içimize sığmayan sevgiyle direndik. Tek tesellimiz o küçücük fanusta kavuşmuş olmaktı. Birbirimizin olmadan ne yaparız nasıl yaparız diye düşününce ağlıyorduk sadece. Yolumuz bir değildi. Onsuzluk dayanılacak gibi değildi. Ama balıktık biz artık. Aynı gece fanusta dibe çöken balık. O fanusun dibinden sesleniyorum şimdi. Ben onu sevmesine sevdim de toplum buna izin vermedi.
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…