Somalı anneler, adalet talebiyle çıktıkları yolda Abbasağa Parkı’ndaki forumda adalet isteyenlerle buluştu
Soma katliamının karar duruşmasında verilen adaletsiz kararı protesto etmek için Ankara’ya yürüyen Somalı ailelerin 3’üncü durağı İstanbul Beşiktaş’taki Abbasağa parkı oldu. Çanakkale’deki adalet buluşması ve Silivri’deki basın açıklamalarının ardından Beşiktaş’taki Abbasağa Parkı’nda adalet forumuna katıldı.Demokratik kitle örgütlerinin düzenlemiş olduğu foruma gelenler arasında HDP Milletvekili Oya Ersoy, CHP Milletvekili Ali Şeker, Halkevleri Eş Başkanı Nuri Günay, Gezi eylemlerinde öldürülen Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan ve Cumartesi Anneleri’nin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Somalı aileler yanlarında bir avuç kömür ve toprak getirdi.
“ÇOCUKLARIMIZI GÖMDÜKLERİ TOPRAĞA BİZİ DİRİ DİRİ GÖMDÜLER”
Burada konuşan Uğur Çolak’ın annesi Gülsüm Çolak, “Çocuklarımızı gömdükleri toprağın altına bizi de diri diri gömdüler” dedi. Dört yıldır adalet beklediklerini belirten Çolak, “Ama ağa babayı da serbest bıraktılar. Çocuklarımızın bedeli bu olmamalıydı. 301 can alanlara sadece 15 yıl ceza verilmemeliydi. Yarın bunların çıkıp aynı madende aynı ihmali yapmayacakları ne malum. Bir tek umudumuz Hâkim Savcılar Yüksek Kuruluydu (HSYK). Bir toprak kömür aldık çocuklarımızın mezarından bu toprağı alıp HSYK’ye hediye edeceğiz. Kimler adalet aramıyor ki. Biz arıyoruz, öldürülen çocuklar, kadınlar, işten atılan işçiler ve doğa adalet arıyor. Biz kime güveneceğiz. Devlet halkını öldürüyor” sözleriyle tepki gösterdi.
“ÖMRÜMÜ VERDİĞİM MADENDE OĞLUMU KAYBETTİM”
Bilal Malkoç’un annesi Fatma Malkoç da, iki anne adalet yoluna baş koyduklarını söyleyerek, “Adaleti bulana kadar yolumuza devam edeceğiz” dedi. Bilal Malkoç’un babası İsmail Malkoç da, emekli madenci olduğunu belirterek, “Evladını kaybetmiş bir babayım. Ocaklara ömrümü vermişim. Hayatımı verdiğim ocaklara oğlumu da verdim. Bu en büyük işçi katliamı. 301 kişiyi göz göre göre katlettiler. Bunu asla kader, fıtrat olarak kabul etmiyoruz. Düpedüz katliamdır. Bu karar duruşması kimseyi mutlu etmedi. Mahkeme başkanının yanlı olduğunu biliyorduk. Bir simit çalan çocuğa 20 yıl verenler, 301 kişinin ölümüne neden olanlara ödül yağdırdılar. Biz adalet için çıktık, bu yoldan geri adım atmayacağız. Bu adaleti veremeyenlere bir gün adalet lazım olacak” diye konuştu.
“ADALET ARAYIŞI ANNELERİ BİR ARAYA GETİRDİ”
Gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in kız kardeşi İkbal Eren de, Soma annelerini, Cumartesi Anneleri’ni ve Gezi Anneleri’ni bir araya getiren tek şeyin adalet arayışı olduğun belirtti. Türkiye’de hak arama sorunun olduğu vurgusunu yapan Eren, “Biz hak aramayı öğrenemediğimiz sürece bu anneler çoğalacak. Bu ülkede eğer biz 1 Mayıs 1977’nin arkasında durabilseydik 301 işçiyi toprağa vermezdik. 301 işçinin faillerinin yargılanması bu şeklide olmazdı” ifadelerin kullandı.
“BEYAZ TOROSLARLA ÇOCUKLARIMIZI GÖTÜRENLER TEKRAR SAHNEDE”
Cumartesi Anneleri’nin 694’üncü haftasına geldiğini belirten Eren şöyle devam etti: “23 yıldır soruyoruz evlatlarımıza ne oldu. Biraz önce anne dedi ki evlatlarımızın mezarından toprak aldık getirdik. Biz 35 yıldır kemik arıyoruz. Umut mu umutsuzluk mu bilmiyoruz. Kardeşim 35 yıldır devlet tarafından kaybedildi. Abimin kemiklerini, hak ve adalet arıyorum. Sorumlularından hesap soruyorum. Eğer benim büyüklerim de 102 yıl önce devletin kaybettiği ermeni aydınlarının hesabını sorabilseydi ben bugün belki abimi aramayacaktım. Bu ülkede adalet arama problemi var. Adaleti nasıl tecelli edeceğiz bunu bulmak lazım. Biz bıkmadan usanmadan adalet arayışımızı cumartesi meydanında sürdüreceğiz. Eğer biz adaleti bulursak inanın herkes bulacak” diye belirtti.
Patronların ve kayıpların faillerinin sokakta olduğuna dikkat çeken Eren, “Hepimizin hayatı tehlikede de. Beyaz Toroslarla çocuklarımız alıp götürenler tekrar sahnede” dedi.
“BİR BERKİN, BİR SOMA DAHA OLMASIN”
Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm elvan ise 5 yıldır sokaklarda adalet aradıklarını ama bulamadıklarını belirtti. Adalet gelse bile bir anne olarak içinin soğumayacağını söyleyen Elvan, “Biz istiyoruz ki bir Berkin bir Soma daha olmasın. Bir mahkemede savcı bize dedi ki ‘fazla sokağa çıkmayın’ biz de dedik ki, adalet yerini bulana kadar sokaklarda olacağız. Ben katiller bulunana kadar her gün sokakta olacağım. Durmayacağız, sonuna kadar mücadele vereceğiz. Birleşirsek kazanacağız” şeklinde konuştu.
Forum “Soma için adalet herkes için adalet” sloganlarıyla son buldu.
***
Soma’da 13 Mayıs 2014 yılında yaşanan ve 301 işçinin yaşamını yitirdiği maden katliamına ilişkin davada çıkan kararlar, aileleri hayal kırıklığına uğrattı. Karara tepki gösteren aileler, ‘Adalet’ arayışları için Ankara’da HSYK önüne gitme kararı aldı.
İlk durakları Çanakkale olan aileler, İskele Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına, siyasi parti temsilcileri ve kitle örgütü temsilcileri de katıldı. Somalı anneler, çocuklarının adaletsizliğe uğradığını ve adaleti kendilerinin arayacaklarını söyledi. Basın açıklamasında ilk olarak söz alan Gülsüm Çolak, davadan istedikleri kararın çıkmadığını söyledi. Anne Fatma Malkoç da çocuklarının geleceği için adaleti yeniden tesis edeceklerini söyledi.
Maden faciasında hayatını kaybeden çocuklarının adaletsizliğe uğradığını söyleyen anne Gülsüm Çolak “Biz, çocuklarımızı 4 yılı aşkın bir zaman önce kaybettik ve adalet arıyoruz. 3 yılı aşkın bir zamandan beri mahkemeler devam ediyor ve dava sonucunda istediğimiz bir karar çıkmadı. Zaten kararın istediğimiz şekilde çıkmasını da beklemiyorduk. Adaletin, zenginin değil de fakirin yanında olduğu bir günü ne zaman göreceğiz? Biz, gelecekteki çocuklarımız için adalet yürüyüşümüze çıktık. Bir kez daha adaleti çocuklarımızla birlikte toprağa gömdürdüler. Bize, 13 Mayıs’ı tekrar yaşattılar. Bizler de 3 madenci annesi olarak adalet yürüyüşü yapmak istedik. Onlar, tabutları bir kez daha gömdüler. Biz de bu yürüyüşü düzenleyerek o tabutları yerin altından çıkaracağız. Ezilen halklar için artık annelerin ağlamaması için ‘adalet’ diyoruz. Sizlerin de bizleri bu yolda destekleyeceğinizi biliyoruz. İlk durağımız, Çanakkale’ydi, daha sonra il il dolaşıp ‘adalet’ diyerek HSYK’nin önüne gideceğiz. 16 Temmuz’da tüm sivil toplum kuruluşları ve adalet arayan diğer insanlarımızla birlikte HSYK’nin önünde olacağız” dedi.
MAHKEMEDEN CEZA DEĞİL ÖDÜL ÇIKTI
Baba İsmail Çolak ise, “Soma’da olan facianın gerçek adı, cinayettir. Bu, kader, fıtrat ve iş kazası değildir. 9 Temmuz’da davamız vardı. Dava, mahkeme heyetinden bir kişinin sudan sebeplerle mahkemeye gelmemesi üzerine çarşamba gününe ertelendi. Biz, böyle bir karar çıkacağını biliyorduk, karara hazırlıydık. Çünkü bu davanın dosyasını hazırlayan Cumhuriyet Savcısı, ‘olası kast’tan iddianame hazırlamıştı. Davadan çıkan karar, hepimizin vicdanını sızlattı. Çünkü bu insanlara bu karar ceza değil ödül oldu. Bazı gazeteler ‘Mahkemeden ceza yağdı’ diye haber yaptı. Hayır! Mahkemede ceza değil ödül yağdı. 301 kişinin cezası bu olmamalıydı. Biz, bu kararı kabul etmedik, etmeyeceğiz” dedi.
SOMA DAVASINDAN ÇIKAN KARARLAR
Davanın tutuklu sanıkları Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan 15 yıl, Genel Müdür Ramazan Doğru 22 yıl 6 ay, İşletme Müdürü Akın Çelik 18 yıl 9 ay, maden mühendisi, İşletme müdür yardımcısı İsmail Adalı 22 yıl 6 ay, maden mühendisi Ertan Ersoy 18 yıl 9 ay hapis cezasına mahkum edildi. Tutuksuz sanıklardan emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik’e 11 yıl 8 ay, maden mühendisleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık 10 yıl 10’ar ay, yönetim Kurulu üyesi Haluk Sevinç, çalışanlardan Hilmi Karakoç, Mehmet Eres, Hüseyin Alkan, Fuat Ünal Aydın’a 8 yıl 4’er ay ve Murat Bodur’a 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Can Gürkan’ın babası, Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan’ın da aralarında olduğu 37 kişi içinse beraat kararı verildi. Mahkemenin bu kararı başta aileler ve avukatlar olmak üzere tepkiyle karşılandı.
Kaynak: Sendika.org ve Evrensel
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…